|  Çıplak arama dayatmasıinsanlık onuruna saldırıdır!
  Hapishaneler,  iktidardakilerin kurulu düzene “uymayanları” topladığı alanlardır. Aynı zamanda  türlü işkence ve baskıların uygulandığı mekanlar olarak işlev görmektedir.  Kapitalist sistemde hapishanelerde yaşanan ve insanlık onurunu hedef alan bir  dizi saldırı, ya saldırının hedefine olan mahpusların direnişleri ile ya da  toplumsal mücadelenin basıncı ile açığa çıkarılabilmektedir.  AKP iktidarı da iş başına  geçtiği günden beri hapishanelerde yaşanan baskı ve zorbalığı tırmandırmakta,  yeni hak gasplarını hayata geçirmektedir. Özellikle pandemi sürecinde  hapishanelerdeki hak ihlallerinin yoğunlaştığı açıklanan birçok rapor ile  gözler önüne serildi. Testi pozitif çıkan mahpusların diğer mahpuslarla yan  yana konulması, gerekli tedaviler için hiçbir şeyin yapılmaması salgın  koşullarında en çok göze çarpan hak ihlallerindendir. Bugünlerde ise kadın  mahpuslara dayatılan çıplak arama saldırısı gündemdedir. İnsanlık onuruna büyük  bir saldırı olan çıplak arama dayatması, devletin uyguladığı işkencelerden  biridir. İnsan Hakları Derneği’nin birkaç ayda bir yayımladığı hapishanelerdeki  hak ihlallerine dair raporlarda, çıplak arama dayatması belgelerle ortaya  serilirken, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, çıplak arama dayatmasının  olmadığını öne sürdü. Mahpus kadınların ‘mütedeyyin’ (dinine bağlı) olduğu,  bundan dolayı böyle bir şeye maruz kalmalarının mümkün olmadığı türünden bir  açıklama da yaptı. Ancak İHD’nin son dönemde kayıt altına alarak  raporlaştırdığı çıplak arama dayatmaları örnekleri bile bu işkencenin varlığını  gözler önüne sermeye yeterlidir.  Marmara Bölgesi’nde  bulunan hapishanelerden İHD İstanbul Şubesi’ne 2020 yılının Temmuz, Ağustos,  Eylül aylarında yapılan hak ihlali başvurularının derlenmesi ile oluşturulan ve  kamuoyuna sunulan rapora göre, 3 ay içinde 42 mahpusa çıplak arama dayatması  yapılmıştır. Birkaçına örnek verecek olursak; Tekirdağ 2 Nolu F Tipi  Cezaevi’nden 21.07.2020 tarihinde İHD’ye mektupla başvuru yapan Hüseyin Halil,  iki ay önce Sincan’dan Tekirdağ’a sürgün edilirken ilk girişte çıplak arama dayatmasıyla  karşılaştıklarını ifade etti.  Diğer bir örnek ise,  19.09.2020 tarihinde İHD’ye bizzat yapılan yazılı başvuruda, Kırşehir E Tipi  Kapalı hapishanesinde üç buçuk yıldır tutuklu bulunan Çetin Yıldız ve  arkadaşlarının sistematik bir şekilde maruz kaldıkları işkencelere  değinilirken, 19 mayısta açlık grevine başlamalarının ardından, açlık  grevlerinin 122. gününde, 15.09.2020 tarihinde 4 kişi; Çetin Yıldız, Fırat  Altun, Ömer Bedi, Müjdat Korhan Tarsus 2 Nolu T Tipi hapishanesine, 4 kişi;  Cumali Yıldırım, Emrah Kına, Ali Saday ve Feyyaz Gülsoy Kayseri Bünyan  hapishanesine, 3 kişi; Ömer Bayat, İmam Buz, Mehmet Can Yiğiner Konya Ereğli  hapishanesine sürgün edildikten sonra vardıkları hapishanelerde çıplak arama  saldırısına maruz kaldıkları ifade edildi.   2020 yılı  Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında İç Anadolu bölgesindeki hapishanelerde yaşanan  hak ihlallerine bakacak olursak, Z. M. adlı bir mahpusun 12 Ağustos 2020’de  İHD’ye mektupla yaptığı başvuruya göre; 14 Temmuz 2020’de Urfa 1 Nolu T  Tipi Cezaevinden Bolu’ya isteği dışında götürüldüğünü; Bolu F Tipinde zorla  çıplak aramaya maruz bırakıldığını aktardı. Diğer bir örnek ise, F. B. adlı  mahpusun 18.09.2020’de E. K. için yaptığı başvuruya göre; 15 Eylül’de  dört mahpusun Kırşehir E Tipi Kapalı Hapishanesi’nden ‘sizi yan tarafa  alacağız” denilerek Kayseri 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne istekleri  dışında sevk edildiklerini, bu sırada bir tutsağın açlık grevinde olduğunu,  Emrah Kına’nın Kırşehir’den çıkarılırken bir asker tarafından darp edildiğini,  boynuna ve kollarına vurulduğunu, sert bir şekilde kelepçelediğini, Kayseri’de  çıplak arama yapıldığını ve darp edildiklerini, hakaret ve küfür edildiğini,  özel eşyalarının verilmediğini aktardı. 27.08.2020’de bir tutsak  ile yapılan avukat görüşünde aktarılan hak ihlallerine göre; 7 Şubat 2018’de  çıkartılan bir genelgeye dayanarak, kendisi ve koğuşunda bulunanlara ayakta  sayımın dayatıldığını, bu uygulamayı kabul etmediklerini, bunun üzerine  gardiyanların zorla koğuşlardan çıkartarak saymaya çalıştıklarını, direnenleri  ise hücreye kapatarak cezalandırdıklarını, hücrelere sokarlarken sırtlarına  elleri ve ayaklarıyla baskı uygulayarak yere yakın yürümeye zorladıklarını, 29  Mayıs’ta sabah 08.00’dan sonra hücrenin tam önünde kendisi ve diğer tutuklu ve  hükümlüleri çırılçıplak halde soyunmaya zorladıklarını, ardından çıplak halde  yaklaşık 2 dakika şekilde çök kalk yaptırdıklarını, o sırada elektriklerin  kesik olduğunu, bu olay üzerine dönüşümlü açlık grevi başlattıklarını, kötü  muamele, ayakta sayım ve çıplak aramaya karşı koyan 13 kişi ve kendisinin 29  Mayıs’tan bugüne (27 Ağustos 2020) kadar tek kişilik hücrelerde tutulduğunu  ifade etti. Son olarak yakın zamanda,  Diyarbakır D Tipi Kapalı Hapishanesi’nde iken 16 Aralık’ta Kocaeli Kandıra 2  Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sevk edilen tutsak Tarık Kar’ın da çıplak  arama dayatmasıyla karşı karşıya kaldığı, gardiyanlar tarafından hapishane  girişinde dayatılan çıplak aramayı reddettiği için de darp edildiği kaydedildi.  Bugün AKP-MHP rejiminin  çanak yalayıcıları ne kadar inkâr etseler de devletin günbegün özellikle siyasi  tutsaklara yönelik gerçekleştirdiği işkenceler ortadadır. İnsanlık onuruna  yapılan bu işkenceler elbet bir gün son bulacaktır ve sermaye düzeninin  temsilcileri ve işkenceciler hesap verecektir! İnsanlık tarihi, yapılan  işkencelere tanıktır ve elbet bir gün bu işkencelerin hesabı sorulacaktır!  İnsanlık onuru  işkenceyi yenecek! Yararlanılan raporlar: -https://www.ihd.org.tr/marmara-bolgesi-hapishaneleri-hak-ihlalleri-raporu-temmuz-agustos-eylul-2020/ -https://www.ihd.org.tr/ic-anadolu-bolgesi-hapishaneleri-uc-aylik-hak-ihlalleri-raporu-temmuz-agustos-eylul-2020/ P. Sevra |